MILLI REASÜRANS FAALİYET RAPORU 2018
Millî Reasürans Faaliyet Raporu 2018 Genel Bilgiler / 15 Ekonomik dengeleri olumsuz yönde etkileme olasılığı taşıyan risklerin yeniden yükselişe geçtiği 2018 yılında, tüm gelişmelere rağmen küresel büyümenin 2017 yılına yakın bir seviyede, %3,7 oranında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Başta Suriye iç savaşı olmak üzere, Orta Doğu’da yaşanan jeopolitik gelişmelere bağlı küresel ölçekli göç meselesi, 2018 yılında finansal piyasaları dolaylı yönden etkileyen siyasal unsurlar olmuştur. Fed’in faiz artışları, ABD’nin dış ticarette korumacı önlemleri gündemine alan politikaları, Brexit sürecindeki belirsizlik, Fransa’da ekonomik şartların kötüleşmesine tepki olarak başlayarak ülke geneline yayılan protestolar ve İtalya’nın AB Komisyonu ile yaşadığı bütçe krizi ise küresel piyasalara etki eden diğer önemli konulardır. ABD ve Avrupa Birliği’nde yıl boyunca olumlu bir seyir izleyen büyümeye karşın yılın ikinci yarısında ABD’nin uygulamaya koyduğu ticaret kısıtlamalarının talep üzerindeki olumsuz etkisi ve Euro Alanı’nda süregelen yavaşlama eğilimi, ekonomi politikalarına yönelik belirsizliği artırarak önümüzdeki dönem küresel büyümenin yavaşlayacağına dair güçlü sinyaller vermektedir. Gelişmekte olan bazı piyasaların ekonomik görünümündeki bozulma, para birimlerindeki değer kaybı, sıkılaşan para ve maliye politikaları ile artan borçlanma maliyetleri, büyümenin 2019 yılında görece hız kesebileceğini ve yer yer dalgalanmalar yaşanabileceğini düşündürmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının piyasa verilerini dikkate alarak atacakları adımların temkinli olacağına ilişkin belirtiler, gelişmekte olan piyasalar bakımından olumlu bir beklenti yaratmaktadır. 2018 yılı ülkemiz açısından da oldukça hızlı değişen gündemin hem siyasi hem de finansal alanlara damgasını vurduğu bir yıl olmuştur. Zeytin Dalı Harekâtı, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nin ardından yeni hükümet sistemine geçilmesi, ülke ve bankacılık sektörünün kredi notlarında yapılan aşağı yönlü revizyonlar, İran yaptırımlarının tekrar yürürlüğe konması, TCMB’nin faiz artırımı, Yeni Ekonomi Programı’nı takiben Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı’nın açıklanması, 2018 yılında piyasaların seyrini belirleyen etkenler olarak dikkat çekmiştir. Türkiye ekonomisi 2018 yılının ilk iki çeyreğinde, sırasıyla %7,4 ve %5,3 oranı ile güçlü bir büyüme performansı ortaya koyarak gelişmekte olan ülkelerden pozitif yönde ayrışmaya devam etmiştir. Yılın ikinci yarısında ise görünüm değişmiş; Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte %1,8 gibi sınırlı bir oranda büyümüştür. Bununla birlikte aynı çeyrekte, ihracat performansında süregelen başarılı yükseliş, ekonomide dengelenme eğiliminin belirginlik kazanmasını desteklemiştir. Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde yaşanan görece iyileşmeler ve petrol fiyatlarındaki hızlı gerileme, TL varlıkların fiyatlarının yukarı yönlü hareketini kuvvetlendiren gelişmeler olmuştur. Türkiye Sigorta Birliği’nin açıkladığı 2018 yıl sonu rakamlarına göre sigorta sektörünün prim hacmi, önceki yıla göre yaklaşık %17 oranında artışla, 54,7 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Toplam primin %87’si Hayat-dışı branşlar, %13’ü ise Hayat branşı tarafından üretilmiştir. Yangın ve Doğal Afetler ile Sağlık branşlarının yanı sıra Tarım sigortalarında gözlenen prim artışlarına rağmen sektör, enflasyon etkisi göz ardı edildiğinde %2 oranında küçülmüştür. Söz konusu daralma, ağırlıklı olarak Kara Araçları Sorumluluk sigortalarında süregelen tavan fiyat uygulamasının yanı sıra, yavaşlayan ekonomi ile artan faiz oranlarının özellikle tüketici ve konut kredilerini olumsuz etkilemesine bağlı olarak, Hayat sigortalarında büyüme kaydedilememiş olmasından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, hızla yükselen faiz oranlarının etkisi ile mali yatırımlardan elde edilen gelirlerin, olumsuz teknik sonuçları telafi ederek bilanço kârlılığına katkı sağladığını söylemek mümkündür. 2018 yılında dünya genelinde yaşanan doğal afetler küresel ekonomiye 160 milyar ABD doları tutarında yük getirmiştir. 2017 yılında söz konusu ekonomik kayıp 350 milyar ABD doları iken son 30 yıla ilişkin ortalama tutar 140 milyar ABD doları olarak hesaplanmaktadır. Sigortalı afet hasarları ise geçtiğimiz yıla kıyasla %43 oranında düşüş göstererek 80 milyar ABD doları seviyesine gerilemiştir. Bununla birlikte enflasyona göre ayarlanmış rakamlar baz alındığında, sigorta sektörü açısından en maliyetli dördüncü yıl olarak kayıtlara geçen 2018 yılında da son dönemlerde olduğu gibi küresel ölçekte öne çıkan riskler arasında yer alan iklim değişikliği kaynaklı katastrofik hasarların ağırlıklı olduğu gözlenmiştir.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NjU0