MILLI REASÜRANS FAALİYET RAPORU 2018

Millî Reasürans Faaliyet Raporu 2018 72 / Finansal Durum Sayın Pay Sahiplerimiz, Şirketimizin 90’ıncı çalışma dönemi olan 2018 yılında elde edilen sonuçları gösteren Bilanço, Gelir Tablosu, Kâr Dağıtım Tablosu, Özsermaye Değişim Tablosu ve Nakit Akış Tablosu, yürürlükteki mevzuat hükümlerine ve T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından öngörülen ilke ve kurallara uygun bir şekilde hazırlanmış olup, Sayın Kurulunuzun inceleme ve onayına saygı ile sunulmuş bulunmaktadır. Dünya ekonomisinin güçlü bir performans sergilediği 2017 yılının ardından iyimser bir başlangıç yapan 2018 yılında, ikinci çeyrekte gözlenen küresel iktisadi faaliyetteki ivme kaybı üçüncü çeyrekte de sürmüştür. Bu durum, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızlarındaki eş zamanlı yavaşlamadan kaynaklanmış olup, IMF’nin 2019 yılı Ocak ayında yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda, 2018 yılı küresel büyüme oranı %3,7 olarak tahmin edilmiştir. Özellikle Euro Alanı büyümesinde devam etmekte olan yavaşlama eğilimi oldukça belirgin hale gelmiş, gelişmekte olan ülkeler tarafında ise Asya ve Doğu Avrupa’da büyüme oranları azalmıştır. ABD’nin vergi politikaları, faiz kararları, Orta Doğu bölgesi kaynaklı jeopolitik riskler ile enerji fiyatlarındaki artışın söz konusu dönemde hız kesmesi küresel büyümenin yavaşlamasına yol açan başlıca unsurlar olarak dikkat çekmektedir. ABD ile Çin arasında 2018 yılında devam eden ticaret savaşları, tekrar yürürlüğe konulan İran ambargosu, Fransa’da ekonomik şartlara karşı yürütülen protestolar, İtalya’nın AB komisyonu ile yaşadığı bütçe krizinin yanı sıra anlaşmasız Brexit ihtimalinin yarattığı belirsizlikler 2018 yılında öne çıkan diğer gelişmelerdir. Gelişmiş ülke merkez bankalarının kademeli parasal sıkılaşma trendi 2018 yılında da devam etmiştir. Fed, yılı beklendiği gibi dört faiz artışı ile tamamlarken, Avrupa Merkez Bankası Aralık ayında varlık alımlarını sonlandırdığını açıklamıştır. Gelişmiş ülkelerdeki işsizlik oranlarında görülen tarihi düşük seviyeler, enflasyon oranlarının hedeflerle uyumlu seyri, düşük faiz ortamından kaynaklanan finansal riskler ve politika alanını genişletme isteği, merkez bankalarını normalleşme yönünde teşvik etmektedir. Bu dönemde, küresel büyüme eğilimindeki yavaşlama, finansal piyasalardaki oynaklık ve ekonomiye ilişkin belirsizliğin artması, gelişmiş ülke merkez bankaları açısından para politikası kararlarını zorlaştırmaktadır. Diğer yandan ülkemiz açısından değerlendirildiğinde 2018 yılı, hem siyasi hem de finansal bakımdan oldukça hızlı ve değişken bir gündeme sahne olmuştur. Zeytin Dalı Harekâtı, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve yeni kabinenin oluşturulması, Türkiye’nin ülke ve bankacılık sektörü kredi notlarında yapılan indirimler, TCMB’nin faiz artırımı, Yeni Ekonomik Program’ın açıklanması, 2018 yılında piyasaların seyrini belirleyen gelişmeler olarak dikkat çekmiştir. Küresel talebin de desteğiyle 2018 yılına güçlü başlayan Türkiye ekonomisi, ilk iki çeyrekte kayda değer bir gelişme göstererek diğer gelişmekte olan ülkelerden pozitif yönde ayrışmaya devam etmiştir. Öte yandan, söz konusu görünümün yılın ikinci yarısında olumsuz yönde ve hızlı bir şekilde değiştiği izlenmiştir. Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde %1,8 gibi sınırlı bir oranda büyüme kaydetmiştir. 2018 yılında Türk Lirası’ndaki değer kaybı hızlanmasının ağırlıklı etkisiyle enflasyon oranları yüksek seviyelere tırmanmış, diğer taraftan ihracatın olumlu seyri ile ekonomide görece dengelenme sağlanmıştır. Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde yaşanan normalleşmenin yanı sıra petrol fiyatlarındaki hızlı gerileme, ekonomiyi kuvvetlendiren gelişmeler olmuş, yılın son çeyreğinde toplam talebe ilişkin zayıflama enflasyondaki aşağı yönlü eğilimi desteklemiştir. Tüketici enflasyonu 2018 yıl sonu itibarıyla %20,3 seviyesinde gerçekleşmiştir. 2018 yılında meydana gelen doğal afetlerin küresel ekonomiye maliyeti 160 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Söz konusu tutar, 2017 yılı afet hasarlarının eriştiği 350 milyar ABD doları tutarındaki rekor seviyenin altında ancak son 30 yıla ilişkin ortalamanın üzerindedir. 2018 yılında meydana gelen afet hasarlarına ilişkin sigorta sektörünün sorumluluğu ise 80 milyar ABD doları olarak hesaplanmaktadır. 2018 yılında, küresel sigortalı hasarların ağırlıklı kısmı ABD’de gerçekleşen felaketlerden kaynaklanmıştır. Tropikal kasırga sezonunun sebep olduğu ekonomik kaybın yanı sıra ABD, katastrofik orman yangınlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Avrupa’da ise yaşanan ağır hava koşulları sonucunda, Ocak ayında, Hollanda, Almanya, Belçika ve Birleşik Krallık’ı etkileyen Friederike Kasırgası, yılın ilk yarısında gerçekleşen en maliyetli doğal afet olmuştur. Eylül ayında Japonya ve Filipinler’in bazı bölgelerini etkisi altına alan Tayfun Jebi, 1993 yılındaki Yancy Tayfunu’nun ardından Japonya’ya tesir eden en şiddetli fırtına olarak kayıtlara geçmiş; 2018 yılının Kategori 5 seviyesindeki en şiddetli Pasifik Kasırgası süper Tayfun Mangkhut, Filipinler, Hong Kong ve Çin’in bazı bölgelerini etkilemiştir. YÖNETİM KURULU RAPORU

RkJQdWJsaXNoZXIy MTc5NjU0